18 Eylül 2015 Cuma

Mozaikler için son viraj

Her şey 2011 yılında B+ dergisinin 12. sayısında kapağa taşınan Eren Eyüboğlu'na ait duvar mozaiğiyle başladı. 1957 yılında 4. Levent’te yapılmış bu güzel eser çevredeki 20 mozaikten sadece biriydi. Kapak o kadar sevildi ki Beşiktaşlılar bu mozaiğin hikâyesiyle ilgilenmeye başladı. Bu etkileşim Beşiktaş Belediyesi’ni de harekete geçirdi. Temel amaç bu ve benzeri eserlerin ivedilikle ortaya çıkarılarak koruma altına alınmasıydı. B+ ve Atlas dergisinin yazarı Ferda Çağlayan’ın yıllardır yaptığı dokümantasyon sayesinde 4. Levent’te 20 duvar mozaiğinin varlığından haberdar olduk. O yıllarda sadece dört mozaik gözle görülebilir durumdaydı. Beşiktaş Belediyesi 2012 yılında İstanbul III. Numaralı Koruma Kurulu’na yaptığı başvuruyla, o güne kadar sadece biri (Bedri Rahmi Eyüboğlu’na ait Ziraat Bankası eski giriş kapısı yanındaki eser) koruma altına alınmış eserlerin tamamı için başvuru yaptı. Kurul Aralık 2012’de eserlerin tamamını tescilledi.   

Aradığımız parça sizde olabilir

Eş zamanlı olarak Beşiktaş Belediyesi “aradığımız parça sizde olabilir” sloganıyla bir kampanya başlattı. B+ dergisinde (bu fakir kütükte de birçok kez yayımladım) sık sık tanıtımlarına yer verilen bu kampanya sayesinde envanterdeki 20 mozaiğe Ferruh Başağa’ya ait bir mozaik daha eklendi. Vatandaşlarımızın uyarısıyla bulunan bu mozaik sıva altından uzun uğraşlar sonucunda gün ışığına çıkarıldı.

Beşiktaş Belediyesi Şubat 2013’ten itibaren üzeri mantolama, tabela, reklam panosu ve benzeri malzemelerle kapatılmış 13 mozaiği de açarak kamuoyunun ve sanat çevrelerinin ilgisine sundu.

Belediyenin önündeki ikinci etap bu eserlerin çizimlerinin yapılmasıydı. Kısa sürede 21 eserin rölöve, restitüsyon ve restorasyon projeleri tamamlandı. İstanbul III. Numaralı Koruma Kurulu 30.09.2014 tarihinde aldığı kararla Belediyenin rölöve ve restorasyon projelerini onayladı, restorasyon projesini ise şarta bağladı. Özetle şöyle diyordu karar: “… (restorasyon projesinden bahsediyor) ilkesel olarak uygun olduğuna ancak restorasyon projelerinin maliklerince vekaletname veya muvafakatnamelerinin halinde değerlendirebileceğine…”
Eren Eyüboğlu

Parçalar dağılıyor mu?

Bu şu anlama geliyordu: Onlarca binaya yayılmış mozaikleri restore edebilmek için Beşiktaş Belediyesi beş yüzün üzerinde kat malikinden izin istemesi gerekiyordu. İşin ilginci mozaikleri bugüne kadar tahrip ederek suç işleyenlerden de izin alınması zorunluydu. Beşiktaş Belediyesi’nin bu durumu düzeltmek için kurulla yaptığı görüşmeler maalesef sonuçsuz kaldı. Benzer projelerde (İstanbul Manifaturacılar Çarşısı) sadece sanat eseri sahiplerinden izin alındığı maliklerden izin alınmadığı anlatılsa da yanıt değişmedi. Kurul kararında ısrar etti.

Belediyenin önünde tek seçenek kaldı. Bu kararın iptali için Ankara’daki Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğüne başvurmak. Beşiktaş Belediyesinin 3 Mart 2015 tarihli başvurusuna 7 Mayıs 2015 tarihinde olumlu yanıt geldi. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü özetle şöyle diyordu: “… kültür varlıkları koruma bölge kurulu müdürlüklerine iletilen projeler için maliklerin muvafakatinin aranması hususunun yürürlükteki mevzuat hükümleri uyarınca ilgili idarelerce yapılması gerekmekte olup, söz konusu proje bölge kurulunca 2863 sayılı kanun ve ilgili alt mevzuatına göre değerlendirilmesi ve sonuçlandırılmasının sağlanması hususlarında bilgilerinizi ve gereğini rica ederim.”

Genel Müdürlük bu kararı bir genelge halinde tüm koruma bölge kurulu müdürlüklerine de yollayarak 4. Levent Mozaikleri Koruma Projesi’nde yaşanan durumun başka yerlerde de yaşanmaması için önlem almış oldu. Artık son etap için sıra Beşiktaş Belediyesi’nde… Sanatla kalın!

Bu mozaikler neden önemli?


  1. Özgün ve alanlarında ilk oluşları: Ülkemizde kamusal alandaki sanat izleri o kadar az ki bunları korumak ve çoğaltmak hepimizin boynunun borcu. Dünyadaki kentler, “dünya başkenti”, “kültür başkenti” ve benzeri unvanları kamusal alanda yarattıkları kültür, sanat işleriyle kazanıyor. Türkiye’de ise 4. Levent Mozaikleri ölçeğinde sadece bir örnek daha var. O da İstanbul Manifaturacılar Çarşısı’ndaki sanat eserleri.
  2. Cumhuriyet tarihinde mimari ve sanatın bir arada tasarlanarak uygulanması konusunda ilk kapsamlı örnek:  4. Levent Mozaikleri 1947-1957 yıllarında inşa edilen Türkiye’nin ilk uydu kenti olarak kabul edilen ve bu nedenle 2008 yılında kentsel sit alanı olarak ilan edilen 4. Levent konutlarının cephelerine yapılmış. 1950’li yılların mimari ve sanat ortamının somut örnekleri olması açısından korunmalı ve gelecek kuşaklara aktarılmalı.
  3. Çağdaş resmimizin temellerini atan sanatçıların varlığı: 4. Levent Mozaikleri’nin altında Bedri Rahmi Eyüboğlu, Eren Eyüboğlu, Ferruh Başağa, Sabri Berkel, Ercüment Kalmık, Nurullah Berk’in imzaları bulunuyor. Bu altı isim çağdaş Türk resminin simge isimleri… Bu durum konunun önemini bir kat daha arttırıyor.
  4. Açık hava müzeciliği: Ülkemizde sanat konusunda gezebileceğiniz bir açık hava müzesi yok. 4. Levent Mozaikleri’nin 500 metrelik bir aks etrafında yayılması yürüme mesafesinde bu eserleri algılamayı kolaylaştırıyor. Beşiktaş Belediyesi bu projeyle ilgili bir başka hedefi de bu bölgeyi bir açık hava müzesine dönüştürmek. Bu fikir de ülkemizde bir ilk olma özelliği taşıyor.