Onu ilk tanıdığımda Ortaköy'deydik, Galatasaray Lisesi'nde... Ufacıktım o zaman. 11- 12 yaşımda... Kelimenin tam anlamıyla ufak... Minya'dan bile ufak. Hatırladığım tek şey bana göre iri yarı hali ve çıt çıtlı eşorfmanlarıydı. Sadece TRT ekranlarında gördüğümüz NBA takımlarının eşorfmanlarının benzeri onda vardı. Lakers'lıydı... Daha da önemlisi Galatasaraylı abilere benzemiyordu. Sert, mütecaviz, buyurgan değildi. Güleryüzlü, yol göstericiydi.
Sonradan öğrendim ki fotoğraf çekmeye başlamış ve bu konuda adı sanı dünyaca bilinen biri olmuştu. EPA'nın fotoğrafçısıydı. Yıllar sonra fotoğrafçı arkadaşlarımın tamamı ona Kerim demesine rağmen ben ona hep ''Kerim abi'' dedim, çünkü onu öyle bildim...
Ardından 2012 Olimpiyatlarında altın madalya kazanan Aslı Çakır Alptekin'in canlı yayında zafer turunu atarken Kerim abinin, ''Aslı'' diye bağırışı kulağıma geldi televizyondan... Kazandığımız ilk altından çok onun Aslı'yı çağırmasından gurur duydum, nedendir bilinmez.
O uzaklarda yaşasa da sürekli yollarımız kesişti. 1 Haziran'da, İstanbul'un karmakarışık durumunda evlendiğim günden tam sekiz gün sonra Taksim Meydanı'nda gördüm onu karısıyla... Dayanamamış geri dönmüştü İstanbul'a... Ve Gezi'nin en güzel fotoğraflarını çekti. Hatta benim güzel karım Duru'yla ilk fotoğrafımı Taksim'de Gezi olayları sırasında çeken yine oydu.
Doların fırladığı günlerde Eminönü'nde bir döviz bürosunun önünde fotoğraf çekerken rastladım. Türkiye'ye dönmüştü. Artık bizimleydi. Sultanhamam'ın daracık sokaklarında çorba içip kazandibi yedik. Kaybettiğimiz telefon numaralarımızı birbirimize verdik.
Sonraki karşılaşmamız onun World Press Photo'daki jüri üyeliği nedeniyle olamadı ve bugünkü kötü habere kadar sesi çıkmadı. Çıksaydı, yeni taşındığımız evimizde güzel bir kahvaltı edecektik. O sadece dünyanın en iyi foto muhabirlerinden biri değildi, iyi bir insandı... Her ne kadar birbirimize uzak kalsak da hep güler yüzlü olduğunu bilirdim. Onu hep özlemle, saygıyla anacağım! Çünkü o benim Kerim abimdi.
Görkem beni ağlattın:(( canım Kerimciğim ben onu ilkokul çağlarından beri bilrim babası dünyanın en insan insanıydı aynı Kerimciğim gibi, şirketlerimizin avukatıydı Ümit ağabeyciğim. Onu yolculadık ama Kerimi yolculamak çok erken tarif edilemez üzüntü içindeyim, kalemin dert görmesin, uzun ömrün olsun hep el salla arkamızdan canım.sevgiler...
YanıtlaSil