Bu tartışmaların uzun bir dönem devam ettiği kentlerden biri de Larisa, yani günümüzdeki adıyla Limantepe. Calvert’in ilk olarak 1859 yılında sunduğu tezler Larisa’nın Çanakkale’nin Ayvacık İlçesi Kösedere Köyü yakınlarında bulunan Limantepe olduğunu kanıtlıyor. 1884 yılında Limantepe’yi gezen Scliemann ve 1972 yılında yaptığı araştırmaları yayımlayan Cook da Limantepe’nin Larisa olduğu konusunda hemfikirler.
Çözümlenemeyen zorunlu göç
Kentin tarihi diğer kuzeybatı Anadolu kentleriyle paralellikler taşıyor. M.Ö. 8. yüzyılda Aiol etkisi görülmeye başlanıyor. M.Ö. 7. yüzyılda Larisa’ya Lesbos Adası’ndan gelenlerin egemen olduğunu anlaşılıyor. İzleyen yıllarda Atina’yla ticari ilişkilerin başlıyor. M.Ö. 5 yüzyılda Larisa, Attika Delos Deniz Birliği’ne katılıyor. Birliğin önemini yitirmesiyle kent, Perslerin Marmara Denizi’nin güneyinde kurdukları satraplık (yönetim) merkezi olan Daskyleion’a bağlanıyor. Pers egemenliğini sona erdiren, M.Ö. 4. yüzyıldaki Büyük İskender’in kuzeybatı Anadolu’ya gelişi ve bölgedeki kentlere verdiği özgürlükler Larisa’ya da fayda sağlıyor.
Büyük İskender’in ölümünden sonra komutanlarından Antigonos’un başlattığı zorunlu göç politikasına Larisa’nın da katıldığı antik kaynaklarda yazıyor. Ancak kaynaklar, arkeolojik verilerle karşılaştırılarak doğrulanmış değil. Bir başka soru ise M.Ö. 301’de Antigonos’un ölümüyle sona eren Alexandria Troas’a yapılan göçlerden etkilenen halkların yeniden kendi kentlerine döndüler mi? Antik kaynaklar Larisalıların kentlerine dönüp dönmediklerinden bahsetmiyorlar. Dolayısıyla bu sorunun cevabı, kentte yapılacak arkeolojik kazıların sonucunda aydınlanacak.
M.Ö. 3000’den M.Ö. 3. yüzyıla…
Larisa’da sadece Calvert 1859 yılında kısa süreli kazı çalışması yapıyor. Günümüze kadar süren diğer arkeolojik çalışmalar ise yüzeyden toplanan buluntuların değerlendirilmesinden ibaret. Durum böyle olunca kentte gelen ziyaretçiler, antik kentlerde görmeye alışık olduğumuz kalıntılar yerine, sürekli olarak üstünde tarım yapılan bir höyükle karşılaşıyorlar.
1987 yılında kentin yakınında bulunan Apollon Smintheus Tapınağı’nı kazan Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi arkeologlarının Larisa’da yaptıkları yüzey araştırmaları birçok bilgiye ulaşmamızı sağlıyor. Toplanan yüzey buluntularına göre höyük M.Ö. 3000 ile M.Ö. 3. yüzyıl arasında iskân edilmiş. Bu araştırma sayesinde antik kaynaklarda adı geçen, Larisa’nın 600 metre güneyinde liman kalıntıları da bulunuyor. Araştırmaların bir başka önemli sonucu da limanın hemen yakınında olan Limantepe’ye göre daha küçük bir höyük.
Denize yakın olmanın ve Tuzluçay’ın suladığı verimli toprakların avantajlarını yüzlerce yıl iyi bir şekilde kullanarak gelişen kent zamanın, tarımın ve kaçak kazıların tahribatından zarar görmeye devam ediyor. Kısa bir zaman içinde başlamasını ümit ettiğimiz arkeolojik kazılar Larisa hakkında karanlıkta kalmış soruların cevaplarını bulacak; Larisa’yı gezi rotalarına ekleyen arkeoloji ve tarih meraklılarının sayısı hiç kuşkusuz artacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder