18 Kasım 2011 Cuma

LORICHS'İN SİNAN'LA TEŞRİKİMESAİSİ


“Mehmet Arman Güran ve Ayşe Zekiye Abalı’nın Belleten’in Ağustos 2011 sayısı için kaleme aldıkları makalede, Melchior Lorichs’in 'Galata veya Pera denilen yerdeydim ve yıl 1559’du' notunu düşerek mürekkebiyle panoramaya hapsettiği bir ayrıntıyı gün ışığına çıkardı”.

Lorichs'in panoraması 2010 yılında Sabancı Müzesi'nde de sergilendi.

Yukarıdaki paragrafı Atlas’ın Kasım 2011 sayısı için yazdığım kısa haberden ödünç aldım. İki akademisyen 1900’lerin başından beri bilinen bir panoramayı yeniden incelediler ve panoramada gözüken sarıklı kişinin Mimar Sinan olduğunu iddia ettiler. İddialarını somut bilgilerle desteklediler. 11,45 metreye 0,45 metre boyutlarındaki panoramanın küçük bir ayrıntısına odaklanan makale hakkında görüşmek üzere Ayşe Zekiye Abalı’yla Ekim 2011’de Üsküdar’daki Şemsi Paşa Külliyesi’nde buluştum. Atlas Dergisi’ndeki habere bu söyleşinin tamamını koyamamıştım. Tamamını yayımlamak bu fakir kütüğe nasip oldu.


Sözü Abalı’ya bırakalım:

“Arman Hoca Yeditepe Üniversitesi’nde mimarlık bölümünün kurucusu… Ömür boyu Sinan’ı incelemiş. Biz de Sinan hakkında sohbet ediyorduk. Bir gün bana Sinan’ın Avrupa’yla ilişkisini ya da Avrupa’yla ilgili gelişmeleri takip ettiğini gösteren bir delil var dedi. Bir kitap sayfasındaki küçücük resmi pertavsızla incelemiş. Resimdeki figürün pergel olduğuna kanaat getirmiş ve kendisi Tezkiret-ül Bünyan ve Tezkiret-ül Ebniye’yi hatmetmiş bir kişi olduğu için ikisi arasında bir ilişki bulmuş. Ben çok şaşırdım, çok sarsıldım. Arman Hoca bana ‘bakın Mimar Sinan’ın Melchior Lorichs’le teşrikimesaisi var’ dedi. İnanamadım açıkcası. Resim çok küçük ve sararmış olduğu için bir leke bile olabilir diye düşündüm. Araştırmaya başladım. Önce Hayati Develi’nin transkripsiyonuyla Tezkiret-ül Bünyan ve Tezkiret-ül Ebniye başucu kitabım oldu. Resmin iyi bir baskısını aramaya başladım. Kitap sayfalarında olanların değil de 1902 ve 1997'de yapılmış iki baskısı var, bunlardan birini kütüphanelerde aramaya başladım. Nihayet Semavi Eyice Hoca’nın evinde buldum. Hocanın evinde resmi taradım. Sonra Arman Hoca’yla üniversitede tekrar kontrol ettik ve tamamen emin olduk ki bu bir pergeldi. Bilinçli çizilmiş bir figürdü, tesadüf değildi. Bu tezimizi Semavi Hoca’ya söylediğimde bana ‘Evet bu sağlam bir iddiadır. Söylenmesi ve tartışılması lazımdır’ dedi.

Bununla ilgili yazan kişiler, mesela Yerasimos ve Mango tıpkıbasıma önsöz yazmışlar. Onlar da, batılı yayıncılar da Melchior Lorichs’in yardımcısı diyorlar. Bu tamamen Melchior Lorichs merkezli bir bakış açısı, halbuki bu kişiye yoğunlaştığınız zaman başka bir yorum çıkarabiliyorsunuz. Bir de orta paftanın solundaki bölüm kesik yayınlanıyor her yerde… Bu bütünmüş tek bir şeritmiş, 1800’lü yıllarda kütüphane bu resmi parçalara bölmüş. Hatta Semavi Bey bana küçük bir gravür gösterdi Leiden Üniversitesi kütüphanesinin iç mekânı duvarda da bu resim asılı gözüküyor. Paris’teki serginin davetiyesi olarak kullanılmış bir resim. Eksik parçanın resim parçalara bölündükten sonra koparıldığı anlaşılıyor. Kimin kopardığını bilmiyoruz. Kompozisyona bakınca kendisi ortada sağında bir kişi var, solunda koparılan bölümün olduğu yerde de bir kişinin var olduğundan eminim.

Lorichs’in çok gözlemci bir gözü var. Her şeyi resimlemiş. ‘Türkiye Albümleri’ muhteşem bir eser. İçinde herşeyi bulabiliyorsunuz. Foto muhabiri gibi resimlemiş İstanbul’u. Resmi iki yönden incelemek lazım: Birincisi mükemmel gerçekçiliği yüzünden, ikincisi ise niye Mimar Sinan bu resmin üzerinde diye incelemek lazım. Benim artık çizimdeki kişinin Mimar Sinan olup olmadığı hakkında kesinlikle bir şüphem yok. Beni birinci soru daha çok ilgilendiriliyor. Nasıl bir teknikle resmedildiğini Almanlar incelemişler. Birkaç noktadan çizilip birleştirmiş olduğunu düşünüyorlar. Ama resmi sipariş eden kim? Bir arşivci var: Erick Fischer. Bu Lorichs’in resimlerini toparlayıp en yeni yayını hazırlayan kişi. O muhtemelen ya imparatorun emriyle ya da baronun isteğiyle yapmıştır bu resmi diyor. Ben resmi koruyan Mimar Sinan’ın olduğundan büyük çizilmiş eli nedeniyle biraz şüpheliyim. Benim fikrim bunun Kanuni tarafından sipariş edilmiş olduğu yönünde. Zaten biz, spekülatif de olsa makalemizin sonuna bu fikrimizi de ekledik. Çünkü  bu başka araştırmacılara bir yol açar diye umut ettik. Biliyoruz ki Lorichs bu resmi İstanbul’dan ayrıldıktan sonra Venedik’te çizmiş. Demek ki eskizleri ondaydı. Bu durum İstanbul’da da bir resim yapmış olabileceğini düşündürüyor. Çünkü 4-5 yıl kalmış İstanbul’da…

Prof. Dr. Ayşe Zekiye Abalı Yeditepe Üniversitesi'nde çalışıyor.

Batılıların yaptığı resimler ve haritalar var. Lorichs’in yaptığına göre çok farklılar. Ian Manners diye bir eski haritalar üzerine çalışan bir uzman var. Batılıların çizdiği İstanbul resimleri için ‘orayı Doğu Roma olarak görme ve Osmanlı varlığını reddetme anlayışını yansıtma’ olarak yorumluyor. Bu şartlanmaya sahip olmayan tek kişi Melchior Lorichs. 

Yazı yayımlandıktan sonra şunu farkettim: Balyan Ailesi hakkında Pars Tuğlacı’nın hazırladığı kitapta Tuğlacı, Agop Balyan’ın padişah izniyle fesinde altın bir pergel ve gönye taşıdığını söylüyor. Buradaki padişah izni pergel ve gönyenin hassa mimarlar ocağının simgeleri olduğunu gösteriyor”. 

Hiç yorum yok: