11 Ekim 2012 Perşembe

BELGESELİN SIĞINAĞI


Belgesel sinemanın sığınağı olur mu? Pekâlâ olur! 
Nasıl mı? Gelin, nasıl olur anlatalım… 

Bırakın belgeseli, belgenin ve arşivciliğin bile önemsiz olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Televizyon kanalları magazin programlarını yayınlamak için para öderken, belgesel yayınlamak için para istiyor. Böyle bir ortamda bir avuç belgeselci Kültür Bakanlığı’ndan aldıkları mütevazı bütçelerle Anadolu’nun dört bir yanında imkânsızı başarmaya çalışıyor. Bu mücadele belgeselin tamamlanmasından sonra da devam ediyor. Çünkü belgeseli izleyiciyle buluşturmak da başlı başına bir sorun. Türkiye’de sadece belgesel sinema gösteren bir salon yok. Belgeselcilerin gösterim için iki şansları var: Adana, Antalya, İstanbul, Safranbolu, 1001 Belgesel ve benzeri film festivallerine belgesellerini yollamak. Bir diğeri de sadece abone olanların takip edebildiği İz TV. 


Afiş tasarımı: Y. Metin Keskin

Bu iki seçeneğe alternatif yaratma amacıyla 2010 yılı başında üç kurum bir araya geldi: Belgesel Sinemacılar Birliği, Beşiktaş Belediyesi ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti. Belgeselcilere ürettiklerini paylaşabilecekleri; belgesel severlere de yılın sadece bir haftası veya bir ayı değil, özenle seçilmiş belgeselleri tüm sezon boyunca izleyebilecekleri bir salon yaratmayı amaçladılar. “Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit” isimli etkinlik 3 sezondur her çarşamba 19:00’da Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda devam ediyor. Dünyanın dört bir yanında çekilen belgeseller, boş koltuklara değil her hafta belgesel izlemek için salonu dolduran belgesel severlere gösteriliyor. 

Bu sığınak diğer sığınaklar gibi karanlık… Ama diğerlerinin aksine bu sığınak dünyaya açılıyor. Siz de dünyanın gidişatı hakkında bilgi sahibi olmak istiyorsanız Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’na sığınabilirsiniz. Her çarşamba 19:00’da sıcak bir çay, çıtır çıtır bir simit ve ardından ufkunuzu genişletecek bir belgesel sizleri bekliyor olacak.

bugünbugece