23 Ocak 2013 Çarşamba

YAŞAMAK


Cepteki para, sağlık, ana-baba, akrabalar… Hepsini birer birer yitirebiliriz. Yitiriyoruz da! Bazıları öylesine şanssızlar ki bütün sevdiklerini kısa bir süre içinde veya bir arada kaybediyor. Ama ayakta dik durmak lazım. Anılar bu noktada devreye giriyor. Doğduğunuz ev, çocukluğunuzun geçtiği mahalle, pazar günleri ailece gittiğiniz piknik alanları, teyzenizin veya amcanızın yazlığı… Küçük bir gazete parçası, dayınızın askerden yolladığı bir mektup, aile albümü… Bütün bunlar, kaybettiklerimiz için küçük ama zora düştüğümüzde sımsıkı sarıldığımız avuntularımız.

Herkesin olduğu gibi benim de anı mekânlarım var. Sevdiğim, ziyaret etmekten mutluluk duyduğum binalar. Biri dün akşam yandı, kül oldu. Kış ortasında baldırı çıplak evsizler gibi kalakaldı. Burayı dört duvar ve çatıdan ibaret görenler için sorun yok. Büyük camialar böyle günlerde bir araya gelirler, gerekeni yaparlar. Ki öyle yapılacağına inancım tam. Ama benim gibiler için sorun bununla sınırlı değil. Binayla birlikte muzırlıklarımız, haylazlıklarımız, sohbetlerimiz, sevdalarımız, kavgalarımız, mutlu ve saf günlerimiz de yandı. İşin kötü yanı bunları yerine koyacak bir camia, bir hükümet, bir erk yok. Bu anıları yeniden biriktirmenin de imkânı yok.

Şairin dediği gibi ne olursa olsun, bütün işimiz gücümüz yaşamak olacak. Yaşayacağız ama bir tarafımız eksik kalacak. 




Kül olan anıların özeti için tıklayınız

14 Ocak 2013 Pazartesi

SANAT DUVARLARI KORUNACAK


Bundan 10 yıl önce Atlas İstanbul’da “Sanata Düşman Şehir” (Temmuz 2003) üst başlığıyla duyurmuştuk 4. Levent’teki duvar mozaiklerinin içler acısı halini. Reklam panosu altında kalan Bedri Rahmi’nin mozaiklerini; tabela kirliliği yüzünden algılanamayan Eren Eyüboğlu’nun geyiğini, Anadolu kadınını; üzerinden kablolar geçirilen Sabri Berkel’in kufi kompozisyonlarını ve diğerlerini tanıtmıştık.
Eren Eyüboğlu'na ait mozaik

Çağdaş Türk resminin altı büyük sanatçısına ait büyük ölçekli 20 duvar mozaiği bugün ne durumda? Sorunun cevabını Beşiktaş Belediyesi’nin yürüttüğü belgeleme çalışmalarından öğreniyoruz. Ama hemen belirtelim ki genel durum, Atlas İstanbul’da duyurduğumuz duruma göre oldukça kötü. 4. Levent mozaiklerinin 2000’li yılların başlarındaki düşmanları tabela ve reklam panolarıydı. Artık yeni bir düşmanları daha var: Mantolama!

20 eserin 7’si mantolama altında kalmış, 6’sının üzeri tabela ve reklam panolarıyla kapatılmış, 2 tanesi baca, sundurma, klima ve benzeri elemanlarla tahrip edilmiş. Nurullah Berk’in yaptığı mozaik ise vitrin açma amacıyla yıkılarak yok edilmiş. Sadece 4 eser iyi durumda. Onlar da kentin günlük keşmekeşi içinde algılanmıyor. Neyse ki bu olumsuz tabloya müdahale etmek isteyenler de var. Beşiktaş Belediyesi geçtiğimiz iki ay içinde 4. Levent’teki 20 duvar mozaiğini harita üzerine işaretledi, güncel durumlarını tespit etti. Eski-yeni fotoğraflarını hazırlayarak oluşturduğu ayrıntılı dosyayı, mozaiklerin koruma altına alınması talepiyle İstanbul III. Numaralı Koruma Bölge Kurulu’na gönderdi. Geçtiğimiz kasım ayının sonunda iyi haber geldi. Kentsel sit alanı içinde yer 4. Levent Sitesi’nin duvarlarındaki 20 sanat eseri tek tek koruma altına alındı.

Peki bundan sonra ne olacak? Bilgisine başvurduğumuz Beşiktaş Belediyesi’nin konuyla ilgili müdürlüğü süreci şöyle anlatıyor: “Duvar mozaiklerinin korunması için önümüze koyduğumuz ilk hedef eserlerin sağlıklı bir şekilde belgelenmesiydi. Ferda Çağlayan’ın Atlas Dergisi’de yazdığı makale dışında eserlerin toplu olarak yer aldığı bir belge yok. Biz de eski kaynakları taradık, bulduğumuz fotoğrafların alanda izini sürdük ve sonunda 16’sı çeşitli nedenlerle algılanamaz durumdaki 20 eseri belgeledik. Koruma Bölge Kurulu’nun koruma kararının ardından önümüzde iki aşama daha var: Birincisi eserlerinin varislerine ulaşıp onarım çalışmaları için izinlerini almak. İkincisi ise eserlerin üzerindeki tabela, reklam ve benzeri kirlilik yaratan öğeleri kaldırarak onarımlarını gerçekleştirmek ve tanıtım materyallerinin üretilmesini sağlamak.”

4. Levent duvar mozaikleri İstanbul Manifaturacılar Çarşısı’ndaki sanat eserleriyle birlikte İstanbul’un 1950’li yıllardaki sanat ortamını, büyük imar faaliyetlerini yürüten müteahhitlerin sanata bakışını anlatması bakımından yegâne örnekler. Korunması, yaşatılması ve İstanbul’un tarihsel ve kültürel değerlerini hiçe sayarak kenti büyük bir iştahla gökdelenleştirenlere gösterilmesi gerekiyor. Atlas İstanbul olarak bu koruma projesinin takipçisi olacağız, gelişmeleri sizlerle paylaşacağız.

1
Bedri Rahmi Eyüboğlu
3 eser
2’sinin üzerinde reklam panosu var
2
Eren Eyüboğlu
3 eser
2’si tabela altında
3
Sabri Berkel
8 eser
6’sı mantolama ve tabela altında.
4
Nurullah Berk
1 eser
Yıkılarak yok edilmiş.
5
Ferruh Başağa
4 eser
Mantolama, tabela ve benzeri etkenlerle tamamı algılanamaz durumda.
6
Ercüment Kalmuk
1 eser
Mantolama altında kalmış.

Atlas İstanbul 2012/1